Başlangıçta mutfak kapatıldı. Yenileme sırasında Beata, duvarı yıkmaya ve mutfağı oturma odasına açmaya karar verdi.
Mutfakta, kırsal basitlik saray zarafeti ile arkadaş. Noktalar, çizgiler ve ızgaralar simbiyoz içinde yaşar. Ve hepsi sadece küçük kızların hoşuna gitmeyen renklerle terbiyeli
Ev hanımı kafasını bulutların içinde tuttuğu için güler. Hiç şüphe yok, çünkü Polonya Hava Seyrüsefer Ajansı'ndaki uçuş kontrol kulesinde çalışıyor … Dairesini Varşova'nın Mokotów bölgesinde, oğlu Franek ve kedi Zuzka ile paylaşıyor.
Dairem: Mutfağı düzenlerken ilhamınızı nereden aldınız?
Beata: 20 yıldan fazla bir süre önce Świętokrzyskie Dağları'ndaki bir kır evindeydim. Orada ne kadar pastoral. Badanalı duvarlar, kiremitli soba ve büfenin üzerindeki mavi emaye yemekler. İlk görüşte aşık oldum ve bu atmosferi şehirdeki mutfama aktarmaya karar verdim.
MM: Ne yaptınız?
Beata: İlk önce tavandaki kirişleri ve tuğla mutfak tellerini icat ettim. Ve tabii ki, mavi aksesuarlar - emaye sürahiler, süt kutuları, bardaklar. Tabii ki en kolay yol onları köylerden seyahat ederek GS mağazalarından satın almaktı.
MM: Şimdi çok daha kolay.
Beata: Tabii. Sadece bilgisayarı başlatın, ağ size gönlünüzce her şeyi bulabileceğiniz ilham verici mağazalar ve galerilerle doludur.
MM: Yıllar geçtikçe mutfağınız değişti, kırsal iklimler yalnızca arka plan haline geldi.
Beata: Daha sonra İskandinav ve Fransız stillerine hayran kaldım. Sonra mobilyaları beyaza boyadım. Birkaç "saray" dokunuşu ekledim. Kırsal bölgeyi kırmaya başladım.
MM: Güzel bir mutfak eşyaları ve biblo koleksiyonunuz var. Onları ararken neler takip ediyorsunuz?
Beata: Bana koleksiyoncu demek zor. Bu eşyalar her gün bana hizmet ediyor. Beni form, desen veya renkle büyüleyecek her şeyi satın alıyorum. Şeker renklerine aşığım, kitsch'ten korkmuyorum. Çeşitli şeyleri alıyorum, ne yazık ki, fazlasıyla ve çoğu zaman dolaplarımın limitine kadar dolduğuna pişmanım.
MM: Mutfağın evinizdeki en önemli yer olduğunu görebilirsiniz.
Beata: Bu doğru. Burada dinleniyorum, misafir alıyorum, okuyorum. En güzel an, işten sonra pembe puantiyeli bir kupa ile aromatik çay ile masaya oturduğum zamandır.